Home » GENÇLİK » Şifre çözüldü, sistem göründü!

Şifre çözüldü, sistem göründü!

Eğitim Emekçileri Derneği sitesinde yayınlanmıştır.

Şeffalık ve eşitlik ile açıklanan ve dayatılan sınavlarda artık bir dönem kapanmıştır. Sınavlar çoğunluğu elemek azınlığı iyi yerlere yerleştirmek için kullanılan kamuflaj aracıdır.

Şifre çözüldü, sistem göründü! 2010 KPSS’de yaşananların ardından ALES vb sınavlarda da benzer kopya ya da soruların önceden dağıtılması olayları birbir ortaya dökülmüştü.

Şimdi ise şifreli YGS soruları çıktı karşımıza!

Sınav sistemi, 1970’lerden beri hayatımızda var. Onbinlerce aday arasından, üniversitelerin kontenjanı oranında ihtiyaç duyulan öğrencileri belirlemek için yapılan “şeffaf eleme” yöntemi olarak 40 yıldır uygulanıyor. Önceden sadece üniversite girişinde uygulanırken, bugün bütün kademelerde zorunlu bir uygulama olarak var. Liseye giriş, üniversiteye giriş, yüksek lisansa giriş, bankalara giriş, devlet dairelerine yerleşme…Yani her yaşta ve düzeyde insan sınav sisteminin çarkları içinde mutlaka ezilmek, elemek ya da elenmek zorunda kalmıştır.

Kapitalizmin gelişimi ve dolayısıyla sermayenin ihtiyaç duyduğu insan gücünün niteliklerindeki değişim düşünüldüğünde, üretim süreci içerisinde yer alabilmek için artık daha fazla dil bilmek, daha fazla sertifika sahibi olmak, üniversiteler bitirmek, yüksek lisanslar yapmak… gerekiyor. Bu ise dershanelerin dört duvarı ve test kitaplarının sayfaları arasında ömrünü tüketen, rekabeti damarlarına kadar hissederek bireyciliği tavan yapan ve karşısındaki herkesi elenmesi gereken bir rakip olarak gören robotlar olmanız demek. Hiç bir şey düşünmeyen, üretmeyen, duyarsız, herşeye yabancılaşmış, bencil insanlar topluluğu!

Yıllardır uygulanan bu politika ile devletin çok başarılı olduğunu görmek çok zor olmasa gerek!!!

Bu elbette işçi ve emekçilerin çocukları için geçerli. Ama bir de dağın görünmeyen yüzü var! Özel okullarda, özel eğitimler alan geleceğin “yöneticileri” olacak olan zengin ailelerin çocukları. Onlar bütün bu karmaşa içerisine hiç sokulmazlar. Yurtdışında eğitimlerini alırlar, yabancı dillerini o dilin kullanıldığı ülkelerde öğrenirler, yöneticilik dersleri alırlar vs. vs. Herşeyleri hazırdır. Evleri, arabaları, hocaları…Onlar hiç sınavlara girmezler. Sınav kaygısı yaşamazlar, intihar girişiminde bulunmazlar. Siz hiç Boyner familyasından birinin YGS’den düşük puan aldığı için sınava tekrar hazırlandığını duydunuz mu? Ya da Sabancıgillerden birinin öğretmenliği bitirip KPSS yüzünden atanamadığını ve intihar ettiğini? Duymanız da mümkün değildir çünkü onlar için hayat başka akmaktadır.

Bu kaymak tabakasının bir altındaki kesim içinse iki yıldır ortaya dökülen binbir çeşit sınav hileleri yapılmaktadır. Son teknolojinin kullanıldığı kopya olaylarından dershanelere, cemaatlere, zümrelere sınav sorularının verilmesi ve son olarak da şifreli sorulara kadar her yol yapılagelmiştir. Bu ise bizleri şarşıtmadığı gibi hatta dahası da var biliyoruz ve yıllardır da bunları söylemekten geri durmuyoruz!

Sınav=Fırsat eşitliği

En son YGS’ye giren 1 milyon 700 bin öğrencinin, sınavı geçebilmek için yıllarca harcadığı emeği, döktüğü binlerce TL parayı hiçe sayan, bu şifrelerin verildiği öğrencilerin iyi üniversitelerde öğrenim görmesini sağlayan ve diğer öğrencileri intihara, bunalıma sürükleyen anlayış, sınavları “eşitlik” ilkesi ile açıklamaktadır. Okullarında öğretmenleri olmayan, dershaneye çocuğunu gönderebilmek için bankalardan çektiği kredileri ödeyemeyen, hapse giren, intihar eden ailelerin çocukları, tek odalı evlerde günde bir çorba ile beslenmek zorunda kalan çocuklar ile sınav öncesi soruların verildiği çocuklar “eşit” koşullarda sınavlara giriyor. Bunun adı da “eğitimde fırsat eşitliği” oluyor!

Sınavlara girerken öğrencilerin ve hatta gözetmen olarak görevli öğretmenlerin dahi cezaevi koşulları altında görülen muamelelerden farklı olmayan “güvenlik” önlemlerine maruz kaldığı bir ortamda bütün bunlar göstermeliktir. Yapılan sınavlarda belli bir kesimin sınavlardan önce soruları almasını, kopya çekmesini önlemeniz imkansızdır. Bu göstermelik uygulamalar “çoğunluk” için uygulanır ancak “azınlık” zaten sonucunu baştan bildiği bir sınava “zorunluluktan” girmektedir. “Sınava girdi, iyi bir puan aldı ve yerleşti”.

“Eşitlik” yüzbinlerce işçi ve emekçinin çocukları için bunalım, işsizlik, geleceksizlik, intihar için bir eşitliktir. “Diğerleri” içinse iyi üniversitelerde, barınma, ulaşım, yemek sorunu olmaksızın, iş garantili bir eşitliktir.

Her yerinden dökülen sınav sisteminde artık sona gelinmiştir!

Şeffalık ve eşitlik ile açıklanan ve dayatılan sınavlarda artık bir dönem kapanmıştır. Sınavlar, çoğunluğu elemek azınlığı iyi yerlere yerleştirmek için kullanılan kamuflaj aracıdır. Kimse kimseyi kandırmasın! Algoritmalı sınavlar, sadece kız öğrencilerin olduğu okullar, son teknoloji kopya sistemleri…Herşeyin tesadüf olarak açıklanması ise milyonların aptal yerine konulmasından başka bir şey değildir.

Sınavsız hayat düş değil!

Eğitim sisteminin artık dönüştürülemez çürümüş yapısını istediğiniz kadar ithal öğretmenle değiştirmeye çalışın nafile! Herşey sil baştan ve yeniden yapılandırılmalıdır. Ama bu kez çoğunluğu esas alan, işçi ve emekçileri, toplumu dayanak alan yeniden yapılandırılma zorunludur.

Eğitim sisteminde, anaokulundan üniversiteye ve hatta yaşam boyu eğitimine kadar herşey bireyin ve toplumun ihtiyaçları ve gelişimi gözetilerek yeniden inşaa edilmelidir. Sermaye sahiplerinin daha fazla kazanması için 16 yıl okullarda emek harcayan insanlar, artık kendileri ve toplum için öğrenmeli ve üretmeleridir.

Bunun için ise sınavlara ihtiyaç yoktur! 70 milyonun yaşadığı bir ülkede insanca bir yaşamı sağlayabilmek için daha fazla bilim insanına, doktora, öğretmene, mühendise, tornacıya, sanayiciye, tekstil işçisine, kimyacıya, fizikçiye… ihtiyaç vardır. Bütün bunlar için ise sınavlara değil insanlara ihtiyaç vardır. Daha fazla üniversite, daha fazla okul, daha fazla teknoloji…Dolayısıyla sınavlara yoracak beynimiz ve tüketecek ömrümüz yok!

Gencecik beyinlerimiz bilim üretecek, sanat üretecek, yaşam üretecek. Böyle bir sistemde ise sınavlara yer yok ve bu bir düş değil!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*