Home » GÜNDEM » Eğitimde tablet bilgisayar tartışmaları büyüyor!

Eğitimde tablet bilgisayar tartışmaları büyüyor!

Bilişim ve iletişim teknolojilerinin daha yoğun ve doğrudan biçimde eğitim alanına (yalnız üniversiteler değil orta ve ilk öğretimi de) girmesinin hızlanıyor. “Akıllı tahtalar” vb ilk okullarda da yaygınlaştı. Şimdi yeni hükümet programında, “her öğrenciye parasız tablet bilgisayar” var. Hükümet, küresel bilgisayar tekelleri ve Türkiye’den Casper gibi bilgisayar tekelleriyle bir konsorsiyum oluşturuyor. Bunun küresel ve Türkiye’den bilgisayar-bilişim tekellerine dev çaplı bir piyasa ve azami kar alanı açılması olduğunu belirtmek gerekmez.

Ancak, sorunu salt buna indirgeyip buradan dar muhalafet yapmak da kendi başına -öğretmen ve öğrencileri ilk elde cezbedecek, gözlerini kamaştıracak bir uygulamadır- bir şey ifade etmez. Asıl olarak, bilişim ve iletişim teknolojilerinin eğitim alanına daha yoğun, yaygın, hızlı olarak girmeye başlamasının, eğitim sistemini ve alanını, ilişki biçimlerini nasıl köklü bir dönüşüm sürecine soktuğunu ve sokacağını incelemek ve buna göre konumlanmak gerekir.

Birincisi, eğitim alan ve sektörünün temelinden sermayeleştirilmesini hızlandıracaktır.

İkincisi, eğitimin daha doğrudan endüstrileşmesini, bir tekelci sermaye birikim kanalı olmasını ve mali sermayenin çoklu bileşik birikimine entegrasyonunu hızlandıracaktır. Özellikle de eğitim artık zaten kendi başına bir sektör olmaktan çıkıp sanayi ile iç içe geçtiği gibi, eğitim tekelleri ile bilişim-iletişim tekellerinin kaynaşması ortaya çıkacaktır.

Üçüncüsü, eğitim sektöründe -hızlanan özelleştirme süreçlerinin yanısıra- sermaye yoğunlaşması ve merkezileşmesini, sektörün daha az sayıda mali sermaye grubu elinde toplanmasını hızlandıracaktır.

Dördüncüsü, bugüne kadar yüzyüze ve emek yoğun bir alan olan eğitim sektörünün de, sermaye yoğunluğunun artmasını, canlı emek gereksinmesinin azalmasını, belli bir eğitim emekçisi kesimini görece yüksek vasıflı çekirdek iş gücü haline getirirken, büyük bölümünün vasıfsızlaşmasını hızlandıracaktır. Eğitimde işçileşme sürecini de hızlandıracak ve belirginleştirecektir.

Beşincisi, standart paket eğitim programları da ve paran kadar eğitim-bilgi biçiminde destek eğitim programları da dev çaplı bir piyasa oluşturacak ve giderek tek tek öğrencilere pazarlanır hale gelecektir.

Altıncısı, eğitim sektörünün diğer kapitalist sektörlerle kaynaşmasını, kapitalistlerin işgücü vd gereksinmelerine göre dinamik bir tarzda organize edilip yönetilmesini de kolaylaştıracaktır. Örneğin filanca bölgede yatırımları olan bir tekel, o bölgedeki okullara filanca ders programlarının okutulmasını -taşeron şirketlere internet üzerinden eğitim programı ısmarlayıp bunun ders programlarına koydurulması vb- çok daha kolay biçimde organize edip sağlayabilecektir. Öğretmenler de aynı zamanda bunların pazarlayıcısı, tezgahtarı, uygulayıcısı, gözetimcisi haline gelebilecektir.

Yedincisi, eğitimin bilgisayarlaşması ve internetleşmesi de hızlanacak ve bilişim-iletişim endüstrisi, internet eğitimin de giderek merkezine yerleşmeye başlayacaktır.

Sekizincisi, bilişim-iletişim teknolojilerinin eğitimin de merkezine yerleşmesi, yalnızca eğitim işçilerini değil, eğitimin kendisini de esnekleştirecek ve bireyselleştirecektir (daha fazla neoliberalize edecektir). Uzaktan eğitimin, kendi kendine eğitimin (tıpkı bankalardaki para çekme otomatlarıyla bir dizi işlemi müşterinin kendisinin yapabilir hale gelmesi gibi ve bunun banka emekçilerininin sayısında büyük bir indirime yol açması gibi, bilgisayarlı eğitim de, öğrencinin bir dizi şeyi bireysel olarak kendi kendine öğrenebilir hale gelmesini ve eğitim işçilerinin sayısında azalmayı eninde sonunda getirecektir), yaşam boyu eğitimin (işçilerin iş yaşmında işini koruyabilmek için sürekli eğitim paketleri satın almak zorunda kalması vb), uygulamalı eğitimin, paran kadar eğitim paketi satın alabilmenin, kişiye göre eğitimin de altyapısını oluşturacaktır. Aynı zamanda eğitim sisteminde de just in time (tam zamanında, stoksuz eğitim) yöntemi uygulanabilir hale gelecektir. Yani sermaye için “fazlalık” olan genel entelektüel eğitim daha da azalacak, sermayenin her bir işgücü kategorisi için ancak ihtiyaç duyduğu kadar eğitim, hatta tek tek kişiye göre eğitim de mümkün hale gelecektir. Sanayide standart kitle üretimi ile özel küçük parti üretimini birleştiren esnek üretim/çevik üretim vb gibi, eğitimde de standart kitle üretimi ile özel küçük parti üretimini, kitle eğitimi ile özel dersi birleştirebilecektir.

Dokuzuncusu, sistemin eskisi gibi aşırı bürokratik, aşırı disipliner ve hiyerarşik, katı, hantal, rutin, düz dizgeci eğitim sistemini değiştirmeye, çok daha esnek, dinamik, çoklu ve çeşitli, tekelci sermayenin ve piyasanın hızla değişebilen isterlerine göre hızla refleks verebilen bir eğitim sistemi düzlemine geçmeye ihtiyacı var. Eğitim sisteminin alt yapısına BİT’in yerleşmesi bu yönde de bir değişime yol açacak, fakat öğretmen yapısını da buna göre değiştirecektir.

Sınıfa karşı sınıf, kapitalist eğitime karşı sosyalist eğitim

Dar hayırcılıkla ve teşhircilikle de sınırlanmadan, bundan geriye ve mevcut ya da eski eğitim sistemini savunmaya dönük değil, ileriye dönük, sınıfa karşı sınıf, kapitalizme karşı sosyalizm ekseninden bir yaklaşım geliştirimelidir. Örneğin, bilişim-iletişimin eğitimde yaygınlaşmasının, kapitalizmde ne anlama geleceği ortaya konulmalıdır. Bir yanda bilişim-iletişim tekellerinin de giderek eğitim alanının asıl patronları haline gelmeye başlaması, daha doğrusu eğitim sektörünün de mali sermaye ve oligarşinin bir bileşeni haline gelmesi, karşısında eğitim işçileri ve öğrenciler üzerindeki sömürünün artması -örneğin daha az sayıda öğretmene daha çok iş yaptırma olanağı-, emek üretkenliğinin yükseltilmesi, diğer taraftan emek yoğun ve görece vasıflı ve canlı emeğe bağımlı işlerde, emeğin sahip olduğu direnme olanağının daha fazla makinaşlama ile kırılması, vb gibi… Çünkü dünya çapında eğitim işçilerinin hareketleri giderek yükselme eğiliminde, bu makinaşlama da aynı zamanda bunu kontrol altına almayı, eğitim emeğini de daha fazla nesnel emek, makinalar tarafından yönetilen emek haline gelmesini de hedefliyor aynı zamanda.

Eğitimin endüstrileşmesinin kapitalizmdeki neden ve sonuçları (azami kar vb) ortaya koyarken, sosyalizm ve sosyalist bir eğitim sistemi açısından koşul ve dinamikleri de nasıl geliştirdiğini de ortaya koymak, asıl buradan bakmak gerekir. Eğitim alanında emek üretkenliğinin yükselecek olmasıyla, işçi sayısı ve ücretler azaltılmadan çalışma saatlerinin düşürülmesi, mücadelenin artık salt önceki/mevcut klasik “işverenlere” karşı değil kapitalizm ve mali sermayeye karşı olması gerektiği vb.

Eğitim emekçileri açısından hem özsavunma reflekslerine hitap etmek, hem de dar hayırcılıkla yetinmeyen ileri doğru talepler üzerinden bir ilgi ve çekim oluşturmaya çalışmak, sosyalizm ekseninden bir propaganda-ajitasyon yürütmek, eğitim yönlü üretim, emek, bilgi, yönetimin de ileri toplumsallaşmasına karşın burjuva tekelci oligarşik mülk edinme sınırları içinde kalma çelişkisinin bir üst düzeye geçen dinamiklerine işaret etmek, iş saatlerinin kısaltılmasını başa yazmak gerekir.

Eğitimde de proletarya-burjuvazi, kapitalizm-sosyalizm karşıtlığının daha güçlü bir zemini oluşuyor

Bu açıdan eğitimde emek-sermaye, proletarya-burjuvazi çelişkisi ile;
Üretimin-eğitimin toplumsal güçlerinin bir üst düzeyden gelişimi ile eğitimin sermaye biçiminin (eğitimdeki tekelci kapitalist üretim ilişkilerinin kesin hakimiyeti) arasındaki derinleşen çelişkiyi iç içe ele almanın;
Eğitim işçileri ile diğer işçi kesimleri arasındaki entegrasyonu, kolektif emekçi ve kolektif işçi bilincini ortaya koymanın;
Eğitimde sınıfsal-toplumsal çelişkiler ile kapitalizm-sosyalizm karşıtlığını somutlamanın;
Sosyalist eğitim anlayışının bugünkü toplumda ortaya çıkan daha ileri koşul ve dinamiklerini göstermenin ve politikaları dar muhalefetten çıkarıp bu koşul ve dinamiklerin örgütlenmesi üzerine kurmanın,
daha elverişli koşulları da ortaya çıkmaktadır.

Tablet daha gelmeden ortalığı karıştırdı!
Abbas Güçlü/milliyet.com

Muvaffak Gözüaydın, mühendis kökenli bir eğitim gönüllüsü. Her şeyin teknoloji ile çözüm bulacağına inananlardan. Eğitim ile öğretim arasındaki farkı, fazla dikkate almaz. Kimilerine göre bunun farkında bile değil. Onun için önemli olan öğrenmedir. Önceki gün bu konudaki yazımızda yer alan tepkilere karşı o da tepki koymuş.
Her ne kadar öğretmenleri kızdıracak olsa da, enteresan ve dikkate almak gerekir.
Zaten doğru da ancak öyle bulunur…
O da karşı olanlara karşı!
Gözüaydın, öğretmen tepkilerine satır satır cevap vermiş:

1. Bilişim öğretmenlerinin kadroları arttırılmalıdır.
ONLINE Eğitim ile Bilişim öğretmeni arasındaki fark lokomotif ile koyun arasındaki farktır. ONLINE Eğitimde ÇOCUKLAR bilgisayar kullanmayı yarım saatte öğrenir. Buna şahsen Hakkâri’de bile şahit oldum.

2. Yapılan uygulama eğitim sağlamaz.
Peki bomboş geçen binlerce saat ve tamamen bilgisiz öğretmenler mi sağlar?
Bilgili öğretmeni USA bile sağlayamamıştır. Rüya görmeyelim.
Ama dünyanın en iyi öğretmenlerini online programda en ücra köşeye gönderebiliriz. Eğitimde eşitlik budur.

3. Öğretmen olmayan okulda tablet olsa ne olacak. Ne olacağını göreceksiniz. Çoğu okulda çocuklar öğretmenlerinden daha ileride derslere hâkimdir. Hatta öğretmene ihtiyaç bile yoktur. Fakat bunu öğretmenlere kabul ettirmek imkânsızdır.

4. Daha tek sınıflı okullar varken ne tableti yahu. Dananın kuyruğu burada kopuyor. Öğretmen olmadan dahi çocuklar tableti kullanıp sınıflarını geçecekler.
Burada kuvvet YAZILIMDIR. Tablet tek sınıflı okulda 4 kere daha iyi vazife görecektir.

5. Çok saçma bir uygulama. Sanki okul binalarının tamiri, araç gereç öğretmen var da! Okullarda öğretmen yok.
O tablet paralarına 50.000 öğretmen atamayı düşünün önce. İşte dünyanın en saçma mütalaası.  Zaten okulların tamiri, bakımı, su parası elektrik parası yeterli olmadığı için tablet geliyor. Okullarda öğretmen olmadığı için tablet geliyor. Yalnızca 360 liraya o da 36 ayda ödenecek bir öğrenci kazanıyorsunuz. Öğretmen olmasa da öğrenci dersi takip ediyor. Kar olsa, sel olsa, zelzele olsa öğrenci dersi evde takip ediyor.
Bir öğretmenin maliyeti ayda en az 1.500 lira. Yılda 18.000 lira.
50.000 öğretmenin yıllık maliyeti 18.000 x 50.000 = 900.000.000 lira veya 600.000.000 $ 5 yıllık maaşı ise 600.000.000 x 5 = 3 milyar $
16.000.000 tabletin maliyeti ise 150 x 16.000.000 = 2.4 milyar $
Yani çok iyi bir iş yapılıyor.
6. İnşallah artık Bilgi Teknolojileri Öğretmenleri kadrolarını da arttırırsınız.
Cehaletin daniskası denir buna. Tablet kullanmak içim bilgisayar bilmeye lüzum yoktur.
Herhangi bir öğretmen veya veli 10 dakikada öğretir.

7. Öğretmensiz öğrenirler artık!
En doğru laf. Ama öğretmen de iyi veya kötü onu da kullansak fena olmaz. Öğretmen de öğrenir tablet ile.
Evet yazılım geliştikçe öğretmene de ihtiyaç kalmayacak. Öğretmenlerin de korkusu burada.

8. Eğitime bu kadar önem veriyorsanız öğrenciye oyuncak vereceğinize öğretmen verin lütfen. Bir öğretmenin yetişme maliyeti yılda 50.000 $’dan 4 yıllık eğitim 200.000 $’dır. Sonra da yıllık maliyeti
12.000’$ dır. Ayrıca iyi bir öğretmen yetiştirmek için 200.000 $ değil 1 milyon $ gerekir. Bunun için dünyanın HER YERİNDE ÖĞRETMENE karşı savaş başlamıştır. Öğretmene kâfi maaş verilememektedir. Bundan dolayı da iyi öğretmen yetişmemektedir.  Bütün dünya öğretmensiz eğitime gitmek zorundadır ve gitmektedir.

9. Her şey tamam bir tablet eksikti ne mutlu size. Birkaç şirket faydalansın diye öğretmenleri unutun tabletle uğraşın.
Oyuncağa çevirdiniz eğitimi yeter artık.
Vah zavallı düşünenler. Dünyayı anlamayanlar. Dünyayı takip etmeyenler.
Evet tehlike “birkaç şirketi zengin etmek” olmayacaktır. İşte buna MANİ OLUN. Tablete değil.  Atlı araba nasıl yok olduysa okul binası da yok olacak.

10. Öğretmen atamaya para yok, ama milyonlarca tablet almaya para var!
İşte buna mani olun. İhaleyi iyi takip edin. Yandaş ithalatçı firmaların cebinin dolmasına mani olun.  Öğretmene para yok. Çünkü 700.000 öğretmen x 12.000 $ yıl = 8.4 MİLYAR $ / yıl x 5 yıl = 42 MİLYAR $ / 5 yıl nereden bulacaksınız. Tablet için ise bir defa 2.4 milyar $ lazım. Sizi 5 yıl idare eder.
Muvaffak Gözüaydın’nın yazdıkları bunlar. Ama kesinlikle sinirlenmeyin. Çünkü onun gibi düşünen çok var.
Özetin özeti: Eğitimin ciddi bir sektör olduğu elbet bir gün anlaşılacak!..

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*