Home » GÜNÜN İÇİNDEN » Eğitim Sen genel kurulları yapıldı

Eğitim Sen genel kurulları yapıldı

Eğitim işçilerinin sorunlar yumağı içinde boğuştuğu, burjuvazinin saldırıları sonucunda işsizlik ve güvencesizlik kıskacına alındığı, kadrolu, sözleşmeli, ücretli, işsiz, dershane öğretmeni olarak parçalara ayrıldığı bir dönemi yaşadığımız bir süreçte eğitim alanında örgütlü (örgütsüz) olan Eğitim Sen’in şube genel kurulları gerçekleştirildi.

Eğitim alanında çalışan işçilerin sorunlarını ele aldığımızda yapılan kongrelerin eğitim işçilerinin sorunlarına çözüm üretecek, yol haritası belirleyecek, mücadele hattı oluşturacak, mücadele programı çıkaracak bir perspektifle yapılması gerektiğini düşünebiliriz. Ancak baştan söyleyelim ki Eğitim Sen genel kurulları eğitim işçilerinin sorunlarına çözüm üretmekten çok, siyasi anlayışların koltuk kavgalarının arenası haline dönüştürülmüştür. Kongrelerin sınıf demokrasisinden uzak, işçi sınıfı kültürüne yabancı ve koltuk pazarlıklarının yapıldığı bir atmosferde gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz.

Eğitim Sen seçimlerinin nasıl yapıldığına biraz Aziz Nesinvari bir gözle bakarsak ve değerlendirirsek inanın hiç abartmış olmayacağız.

Eğitim işçilerinin istihdam edildiği okullar sendika yöneticilerinin ve yönetime girmek isteyen yeni adayların seçimden seçime uğradıkları çalışma alanlarıdır. Üç yılda bir gelme sebepleri okullardaki problemler ve çözüm önerileri değildir tabii ki. Üç yılda bir okullara kendine ve listesine oy verecek delegeyi belirlemek için gelirler. Bu da az iş değildir hani. Kendisine oy verecek öğretmen arkadaşımı ikna etmek ve işi bağlamak için de kırk takla atmak gerekir. Belli istisnalar dışındaki bütün delegeler bu şekilde seçilir. Her grup ve anlayış kendi arkadaşlarını delege yapmak için birkaç ay boyunca çırpınıp durur. Bu da bayağı yoğun bir mesai gerektirir.

Okullarda durum bu iken şubelere bağlı temsilciliklerde de sıkı bir yarış vardır. Delege uğruna (pardon eğitim işçilerinin sorunlarına çözüm bulma uğruna!) ilçe ilçe gezilerek oy toplanır. “Üç senden beş benden yok gel şunun ortasını bulalım” pazarlıkları yapılır. Arada bir bu kadar da olmaz diyenlere, “yıllardır böyle yapılıyor, bu değişmez” cevapları verilir. Bu arada “eğitim işçilerinin sorunları mı?” dediniz, “bazı ilçelerin okullarında tamamı ücretli öğretmen olarak çalıştırılıyor mu?” dediniz, “idare öğretmenlere baskı uyguluyor mu?” dediniz, “özlük haklarımız ile ilgili sorunlarımız var mı?” dediniz; önemli değil canım seçimden sonra bakarız.

Bu şekilde demokratik olarak delegeler toplandıktan sonra yani belirlendikten sonra farklı anlayışlarla (hiç önemli değil hangi anlayış olursa olsun farketmez) pazarlıklara oturulur. Koltuk pazarlıkları yapılır. Kaç delegen varsa ona göre yüzde olarak koltuk düşer. Sadece yönetim pazarlıkları yapmak yetmez, genel merkez yönetimi için de delege toplamak gerektiğinden onun da yüzdeleri hesaplanır ve pay edilir. Bu şekilde demokratik bir seçime gidilir. Bu arada karşı ittifaklara karşı da her türlü bel altı bel üstü karalama kampanyası yürütülür ve sonuçta en çok delege toplayan seçimi kazanır. Bu arada küsenler, kızanlar, üç yıl boyunca sendikaya uğramayanlar, yönetimi oluşturanlara karşı altını oymalar başlar ve hayat devam eder gider.

Bu şekilde sürdürülen bir seçim dönemini geride bırakıyoruz. Ne şaşırıyoruz ne de umutsuzluğa kapılmak gibi bir lüksümüz var. Sınıfa ve işçi sınıfı demokrasisine yabancı yöntemlerin yıllardır Eğitim Sen’de de yaşandığını biliyoruz. Bu tür seçim oyunlarından ve koltuk kapmacalardan eğitim işçilerinin sorunlarına çözüm olamayacağının da farkındayız. Eğitim Sen’in bu hale gelmesinin temelinde ideolojik ve sınıfsal konumlanışın olduğu ve bu sınıfsal konumlanıştan kaynaklandığını biliyoruz.

Bu tabloya dur diyecek olan da yepyeni bir eğitim işçileri hareketi yaratacak olan da bizleriz. Yukarıda anlattıklarımızdan kaynaklı yakınmayacağız, hayıflanmayacağız. İl il, ilçe ilçe, okul okul, adım adım gıdasını işçi sınıfı ideolojisinden alan ve ait olduğu sınıfa göre konumlanan yepyeni bir hareketi birlikte yaratacağız. Kendi sorunlarına sahip çıkan eğitim işçileri ve tüm sınıf kardeşlerimizle beraber kendi sorunlarımıza kendimiz sahip çıkarak, ilmek ilmek dokuyarak ilerleyecek ve yürüyeceğiz.

(İşçi Meclisi gazetesinin Nisan sayısında yayınlanmıştır)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*