Kapitalist devlet, banka ve şirketler arasındaki borç-alacak çıkmazını yeniden düzenleyerek, bankaların alacaklarını kurtarmaya, borçlarını ödeyemez hale gelen büyüklü küçüklü onbinlerce şirketi de batmaktan kurtarmaya çabalıyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) resmi gazete yayınlanarak yürülüğe sokulan “FİNANSAL SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK” şunları içeriyor:
Banka ve finans şirketlerine borçlarını ödemekte zorlanan şirketlerin mali durumu tetkik edilecek. Borçlarını yeniden düzenlendiği durumda ödeyebilme ihtimali olan şirketlerle bankalar arasında, kredi borçlarının vadelerini uzatmak, kredilerini yenilemek, ilave kredi vermek, borcun anapara ve faizinin bir kısmından vazgeçmek, borç karşılığını iştirake çevirmek, şirketi bankalara devretmek veya satarak ödemek, seçeneklerini içeren çerçeve anlaşmaları imzalanacak.
Yönetmelik, özellikle, kamu bankalarının son 2 yılda bolbulamaç dağıttığı kredilerin bir kısmından vazgeçerek, yani 100 milyar liraya yaklaşan şirket borçlarının en azından bir kısmını halkın sırtına yıkarak, şirket kurtarma operasyonlarını içeriyor.
Özel bankalara ise, kredilerini vadeye yayarak veya bir kısmından vazgeçerek kurtarma olanağının yanısıra, verdikleri krediye oranla tutmak zorunda oldukları munzam karşılığı minimuma indirerek, mevduatların daha fazla kesimini kendi sermayesine çevirme ve içini boşaltma olanağı tanıyor. Bankaların alacaklarını yeniden yapılandırmayla kaybedecekleri pek bir şey yok, çünkü zaten kredi-sermaye olarak işlettikleri muazzam para kitleleri kendilerinin değil, zararı da küçük mevduat sahiplerine fatura edebilecekler. Alacaklarına karşılık bir dizi şirkete ortak olabilecekler veya haraç mezat satışa çıkarabilecekler. Bir çok şirket patronu da, şirketlerin içini boşalttıktan sonra devrederek veya tasfiye ederek, borçlarından kurtulabilecek.
Sonuçta alacaklı banka ve borçlu şirket kapitalistleri, birbirlerini kurtaracaklar, kapitalist devlet her ikisini de kurtaracak, bu arada “buharlaşan” milyarlarca dolarlık parayı da, yine işçi sınıfı ve kitleler ödemiş olacak.
Anlaşma örtük olarak, banka ve borçlu şirketlerin çalıştırdığı yüzbinlerce işçinin hakedişlerinde de indirime gitmelerini realize ediyor.
5’te biri kredi kartı batağında olan, 3’te ikisi tüketici kredisi borcunu ödemekte zorlanan işçilere gelince! Onları kimse kurtarmayacak. Onların borçlarının vadesi uzatılmayacak, anapara ve faizlerinde indirime gidilmeyecek.